Güller yazısında, "ÇED Raporu’nu inceledikçe daha vahim konularla karşılaşıyoruz. ÇED Raporu, Kanal İstanbul dışında bir de “Kanal Çanakkale” açılmasını “öneriyor”! Evet, yanlış okumadınız; ÇED Raporu’nun 1426. sayfasında (6. bölümünün 155. sayfasında) “ZincirbozanGelibolu mevkiinden Saros Körfezi’ne bir kanal açılması” öneriliyor!" dedi.
Güller, yazısında şu ifadeleri kullandı:
ÇED Raporu’ndaki Çanakkale Kanalı önerisi
Bu arada ÇED Raporu’nu inceledikçe daha vahim konularla karşılaşıyoruz.
ÇED Raporu, Kanal İstanbul dışında bir de “Kanal Çanakkale” açılmasını “öneriyor”!
Evet, yanlış okumadınız; ÇED Raporu’nun 1426. sayfasında (6. bölümünün 155. sayfasında) “ZincirbozanGelibolu mevkiinden Saros Körfezi’ne bir kanal açılması” öneriliyor!
Yani Ege’den Marmara Denizi’ne girecek bir geminin Çanakkale Boğazı’nı kullanması yerine, boğazı devre dışı bırakarak Ege DeniziSaros KörfeziMarmara Denizi yolunu izlemesi isteniyor!
Yani Ege’den Karadeniz’e geçecek bir askeri gemiye İstanbul Boğazı dışında Çanakkale Boğazı’nı da kullanmama olanağı sağlanmış oluyor!
Karadeniz, NATO’nun ‘mücadele alanı’
Montrö Sözleşmesi’nin Kanal İstanbul’la delinmeyeceğini, çünkü Çanakkale Boğazı’nın da Montrö’ye tabi olduğunu söyleyenler ne der şimdi bu duruma?
Bir askeri gemi Ege Denizi’nden Çanakkale Boğazı yerine Kanal Çanakkale’yi kullanarak Marmara Denizi’ne girerse, oradan da İstanbul Boğazı yerine Kanal İstanbul’u kullanarak Karadeniz’e girerse, Montrö Boğazlar Sözleşmesi iyice tehlikeye girmiş olmaz mı?
Olur, hem de iki kat olur!
“Kanal Çanakkale, ÇED Raporu’nda yer alan bir öneriden ibarettir” denilemez, zira gerçekte toplam bir planlamaya işaret etmektedir.
Daha önce de belirttiğimiz üzere, Erdoğan’ın 2016’da NATO’yu Karadeniz’e çağırmasından bu yana ittifak her toplantısında adım adım Karadeniz’e ilgisini artırmış, en sonunda da Karadeniz’i NATO için “mücadele alanı” olarak belirlemiştir!
ABD’nin Doğu Avrupa ve Kafkasya üzerinden Rusya’ya karşı “işe yarayan” bir basınç oluşturabilmesi için Karadeniz’i kullanabilmesi kritik önemdedir. ABD bu amaçla Karadeniz’e Montrö’ye takılmadan sınırsız girmek, deniz üssü kurarak Rus filosuna karşı bir filo konuşlandırmak istemektedir.
Kanal İstanbul ulusal güvenliğe tehdittir
Dolayısıyla Kanal İstanbul, ulusal güvenliğimize ve Karadeniz’i bir barış denizi olarak koruyabilmemize karşı açık bir tehdittir!
Türkiye’yi Ege’de, Doğu Akdeniz’de “fiilen” kuşatmış olan ABD’ye bir de kuzeyimizde “kuşatma” olanağı vermek, büyük gaflet olacaktır!
Ulusal ekonomiyi çökerterek, kamu kurumlarını satarak elde avuçta bir şey bırakmayanlar, şimdi iktidarlarını sürdürebilmek için toprak satmaya başlamıştır! ÇED Raporu’nda da görüleceği üzere Kanal İstanbul AKP için öncelikle bir “gayrimenkul projesi”dir!
Fakat iktidarını sürdürebilmek adına para bulma öncelikli hazırlanmış bu proje, ABD ve NATO’ya Karadeniz yolu açmaktadır!
O nedenle bu proje kesinlikle kabul edilemez ve hayata geçirilemez!
Açlık ve yoksullukla mücadele eden emekliler 5 taleple Ankara'ya yürüyecek40 izlenme
AKP'li belediye başkanından skandal haraket..2449 izlenme
Sinan Ateş'in son sözleri ortaya çıktı. Fatih Altaylı açıkladı11216 izlenme
Yılmaz Özdil'den Can Atalay yazısı1331 izlenme
Yılmaz Özdil Türkiye'yi imha etmek için yapılan gizli planı açıkladı10502 izlenme
Erdoğan-Soylu-Albayrak hakkında suç duyurusunda bulunuldu14382 izlenme
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay evleniyor...66 izlenme
Portakal'dan çok manidar 15 Temmuz darbe tweeti55 izlenme